Makaleler
Hal (Durum zarfı)
Fiil cümlesinde failin, mefulün veya hem failin hem de mefulün durumunu bildiren cümle öğesine “hal” denir. “Nasıl” sorusuna cevap verir. Türkçeye “ Zeynep koşarak eve geldi.” “Ali gülerek otobüsten indi. “Bebek ağlaya ağlaya uyudu.” “Kardeşimi kitap okurken gördüm.” şeklinde çevrilir.
Halin durumunu açıkladığı kelimeye “sahibul hal” denir. Hal, sahibul hale cinsiyet ve sayı bakımından uyar. Hal genellikle nekra ve mensub, sahibul hal ise marife olur. Bazen halden önce bir vav bulunur. Bu vava “vavül haliye” denir.
Hal üç şekilde gelebilir:
1- Müfred bir kelime olarak gelebilir. Bu kelime genellikle ismi fail, ismi meful gibi müştak (türemiş) bir isim olur. Mesela: جَاءَ عَلِىٌّ ضَاحِكًا “Ali gülerek geldi.” cümlesinde ضَاحِكًا haldir ve ism-i meful olarak gelmiştir.
2- Cümle olarak gelebilir. Cümle halinde gelişi isim cümlesi de olabilir fiil cümlesi de olabilir. İsim cümlesi olursa başında genellikle bir vav bulunur. Mesela: رَأَيْتُ زَيْنَبَ وَ هِىَ تَبْكِى “Zeyneb’i ağlarken gördüm.” cümlesinde هِىَ تَبْكِى cümlesi haldir ve isim cümlesi olarak geldiğinden başında bir vav bulunmaktadır.
Fiil cümlesi olarak geldiğinde fiil ya mazi ya da muzari olur. Mazi olursa fiilin başında genellikle ( وَقَدْ ) bulunur. Mesela: حَضَرَ أَبِى مِنَ الْعَمَلِ وَ قَدْ أَعَدَّتْ أُمِّى الطَّعَامَ “Annem yemeği hazırlamışken babam geldi.” cümlesinde mazi fiilin başına وَقَدْgelmiştir. Eğer fiil muzari olursa ( وَقَدْ ) bulunmayabilir.
3- Şibhi cümle olarak gelebilir. Mesela: رَأَيْتُ الطَّائِرَ فَوْقَ الشَّجَرَةِ “Kuşu ağacın üstündeyken gördüm.” cümlesinde فَوْقَ kelimesi haldir. Hal şibhi cümle olduğunda halden önce “vâvul hal” bulunmaz.
Ek Bilgi 1:
HAL
Hal, fiil olurken, failin, mefulun veya her ikisinin durumunu gösteren sözdür. Türkçedeki durum zarfı karşılığıdır. (nasıl?) sorusuna cevap teşkil eder.
Çocuk koşarak geldi جاء الولد عدوا
Halid binmiş olarak geldi جاء خالد راكبا
Cümlelerindeki son kelimeler hal’dir, failin durumunu göstermektedir.
Hasta sütü soğuk olarak içti شرب المريض الحليب باردا
Mahmudu uyur halde gördüm رايت محمودا نائما
Cümlelerindeki son kelimeler de hal olup mefulun durumunu göstermektedir.
Meyve olgun olarak yenir تؤكل الفاكهة ناضجة
Su soğuk olarak içilir يشرب الماء باردا
Cümlelerindeki son kelimelerde haldir, naibu failin durumunu göstermektedir.
Not: bir cümlede, birden fazla hal olabilir.
Tahir binmiş olarak gülerek geldi جاء طاهر راكبا ضاحكا
Çocuk ağlayarak, bağırarak oturdu جلس الطفل باكيا صائحا
Hal sahibine sahibul hal denir, umumiyetle marife olur.
HALİN ÇEŞİTLERİ: hal, yalnız bir kelimeden ibaret olabileceği gibi, isim cümlesi, fiil cümlesi, zarf, carr ve mecrur da olur.
a)İsim cümlesi: hal olan isim cümlesinin başında, bu cümleyi asıl cümleye bağlayan, hal vavı denen bir vav bulunur.
Bildiğiniz halde Allah’a eşler yapmayınız. فلا تجعلوا لله اندادا وانتم تعلمون
Subay susamış olarak savaştı قاتل الضابط وهو عطشان
b)Fiil cümlesi: hal olan fiil cümlesinin de başında, eğer cümlede, sahibul hale ait bir zamir yoksa, bu cümleyi asıl cümleye bağlayan hal vavı bulunur.
İmam güneş doğmadığı halde uyandı استيقظ الامام ولم يطلع الشمس
c)Zarf:
Arkadaşımın sesini, kapı arkasında olduğu halde işittim سمعت صوت صديقى خلف الباب
d)Carr ve mecrur:
Mahmud, sevinçle bir mektup okudu قرأ محمود رسالة فى فرح
Hâl: Cümlelerde Fâil veya Mef’ûlun veya her ikisinin durumunun ne halde olduğunu bildirir. Müştak nekradır. Nasıl sorusuna cevap verir.
Fakülte ye yürüyerek geldim. جئ ُ ت إلى الكليّةِ ماشيًا
HÂL TERKİBİ الّتركيب الحالي
İki isimin bir araya gelmesi ve yakınlık (bitişiklik) ifade etmesi ile meydana gelir.
Sen bizim bitişikteki komşumusun. أن َ ت جارَنا بي َ ت بي ُ ت
Kavim (millet) paramparça (darma dağınık) oldu. َتَفرَّ َ ق القَومَ شَذرَ مََذرَ
Hâl cümlesi ve kuruluş yolları
Ma’rife isimden sonra gelir, cümle veya şibh-i cümle olur, Sâhib-i hâlle bir bağla bağlı olması gerekir. Bu bağlar ya Zamir ya Vav yada ikisi birden gelebilir.
Hal cümlesinin formülleri ve kuruluş yolları:
Fiil Cümlesi:
Fiil (Amil-i –Hal) + Fâil (Sahi-i hâl) + Hal (Cümle):
Çoçuk koşarak geldi. جَاءَ الطِّفلُ يَركُضُ
Zeyd gülerek geldi. جَاءَ زَيدٌ يضْحَكْ
Fiil (Amil-i Hal) + Fâil + Mef’ûl bih (Sâhib-i hâl) + Hal (Cümle):
Ay’ı bulutlar arasında gördüm. رَأي ُ ت اله َ لالَ بينَ السَحَا ِ ب
Anneni ağlayarak gördüm. رأي ُ ت أمَّكَ َتبكي
Gördüğüm adama selam verdim. سَلَّم ُ ت على الرَّجُلِ رُأيتُهُ
Fiil (Amil-i Hal) + Fâil (Sâhib-i hâl) + Hal َقدْ Vavlı veya vavsız, Menfi fiil): Zeyd’in babası gitmeden Zeyd geldi. جَاءَ زَيدٌ ما َذهَبَ أبُوهُ وما َذهَبَ أبوهُ
İşçi yemek yemeden fabrikaya gitti. َذهَبَ العَامِلُ إلى المَصَنعِ ولمْ يأ ُ كلْ
Zeyd gülmeyerek geldi. ( جَاءَ زَيدُ لمْ يَضحَكْ ( ولمْ يَضحكْ
Fiil (Amil-i Hal + Fâil (Sâhib-i hâl) + Hal ( و َقدْ ile mazi musbet fiil).
Tüm arkadaşları gelirken, Kardeşin gitti. غَابَ أ ُ خوكَ وََقدْ حَضَرَ جَميعُ أصدَِقائهِ
Güneş batışında döndü. عَادَ وَقدْ َ غرَبَتِ ألشَّمسُ
Menfi olan Mazi fiilde de َقدْ ın gelmesi caizdir.
Fiil (Amili Hal) + Fâil – Sâhib-i hâl + Hal (Cümle):
Amr kalkmamıştı ki Zeyd geldi. جاءَ زَيدٌ ما قامَ عَمروٌ جاءَ زَيدٌ وما قامَ عَمروٌ
İsim cümlesi:
Fiil (Amil-i hâl) + Sahib-i Hal (Fail) + Hal (Vav ve zamir):
Subay susadığı halde savaştı. َقاَتلَ الضَّابِ ُ ط وهُوَ عَطشَانٌ
Artık bunu bile bile Allaha şirk koşmayın. َقالى َتعالى: َفلا َتجعَلوا للهِ أندادًا وأنُتمْ َتعَلمونْ
Fiil (Amil-i Hal) + Fâil (Sâhib-i hâl) + Hal (Vav ve isim):
Güneş doğarken İsam geldi. جَاءَ عِصَامٌ والشَّمسُ َ طا لِعَ ٌ ة
Deniz dalgalı olduğu halde, gemiye bindim. رَكِت ُ ت السَّفيَن َ ة والبَحرُ هائِجٌ
Hal cümlesi şu ş artlarda gelir.
Haberi cümle olması.
Gelecek zaman ifade eden harfler kullanılmamalı.
Bir bağla bağlı olmalı.
Not: Hal cümlede Zarf ve Cer Mecrûr (şibh cümle) şeklinde de gelebilir.
Minberin üzerinde kitabı gördüm. رأي ُ ت الكِتابَ َفو َ ق المِنبَ ِ ر . رأي ُ ت الكِتابَ عَلى المِنبَ ِ ر
جاء الولد يبكي
Çocuk ağlayarak geldi.
Burada çocuk belirli bir isimdir - ağlıyor açıklayıcı cümleciği belirli olan çocuğun ne şekilde geldiğini açıklamak için getirilmiştir. Burada fiile nasıl sorusunu sorarak "Çocuk nasıl geldi" "ağlıyor" cevabını alırız. Yani "çocuk ağlıyarak geldi" olur. Buda çocugun ağlıyor halde geldiğini gösterdiği için HAL dir.
الحال
HAL
( Failin veya Mefulün durumunu bildiren kısımdır. )
NOT:
Hal, durumunu bildirdiği isme sadece tekil-ikil-çoğul ve müzekker-müenneslik açısından uyar. Ancak İnsan dışındakilerin çoğullarının haberi, sıfatı, fiili, hali vb. müennes-tekil gelir
أنواع الحال
HALİN ÇEŞİTLERİ
1- Hal tek kelime olursa genelde ism-i fail olur. Elim-lamsız ve üstünlü olarak gelir
جَاءَ الأَوْلاَدُُ لاعِبِينَ _ جَاءَ الْوَلَدَانِ لاعِبَيْنِ _ جَاءَ الْوَلَدُ لاعِبًا
Çocuk -iki-lar oynayarak geldiler
جَاءتْ الْبِنَاتُ لاعِبَاتٍ ;جَائَتْ الْبِنْتَانِ لاعِبَتَيْنِ; جَائَتْ الْبِنْتُُ لاعِبَةً
Bir kız-iki-lar oynayarak geldiler
2- Hal mazi fiil olursa başına vegad ( وَقَدْ )gelir.
Ali arabasına binmiş olduğu halde geldi جَاءَ عَلِىٌّ وَقَدْ رَكِبَ سَيَّارَتَهُ
3- Hal muzari fiil olursa başına bir şey gelmez. Ancak başında gad
( َقَدْ) varsa ve ( وَ)ilave edilir.
Öğretmen sınıfa öğrencileri müjdeleyerek girdi.دَخَلَ الْمُعَلِّمُ الصَّفَّ يُبَشِّرُالطَلَبَ
4- Hal isim cümlesi olursa başına ve (وَ )gelir.
İnsanlar uyurken ben uyumadım. اَنَا سَهِرْتُ وَ النَّاسُ نَائِمُونَ
5- Halde harf-i cer veya zarf varsa, aynen kalır.
Hilali bulutlar arasında gördüm. رَاَيْتُ الْهِلالَ بَيْنَ السَّحَابِ
Ziynetleri içinde kavminin yanına çıktı.خَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ فِى زِينَتِهِ
Ek Bilgi 2:
Hal (Durum Zarfı)
1) Müfred olarak Hal:
جَاءَ عَلِيُّ ضَاحِكًا
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
ضَاحِكًا: gülerek (Müfred olarak hal/durum zarfı)
2) İsim Cümlesi olarak Hal:
جَاءَ عَلِيٌّ وَهُوَ ضَاحِكٌ
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
وَهُوَضََاحِكٌ: o güler halde (İsim cümlesi olarak hal/durum zarfı)
3) Fiil Cümlesi olarak Hal:
جَاءَ عَلِيٌّ يَضْحَكُ
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
يَضْحَكُ: gülüp (Fiil cümlesi olarak hal/durum zarfı)
4) Şibih Cümle olarak Hal:
جَاءَ عَلِيٌّ فِي ضُحُوكٍ
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
فِيضُحُوكٍ: gülücükler içinde (Şibih cümlesi olarak hal/durum zarfı)