Makaleler
التِّرْيَاقُ الْمُضَادُّ لِكُلِّ السَّمُومِ
Tüm zehirlere karşı panzehir
قِيلَ أَنَّه بَدَأ تَطْوِيرٌمَا يُسَمَّى ب “ Universal antidote ” التِّرْيَاقُالْعَالَمِيُّ الْفَعَّالُضِدّ كُلّ السَّمُومِ عَلَى يَدِ مَلِكِ بونتوس ميثريدتس الْخَامِسَ ( الَّذِي حَكَمَبَيْن 120 – 63 قَبْلَ الْمِيلاَدِ )،
Kral Beşinci Pontus Mithridates tarafından (Milattan önce 63 – 120 arasında hükmeden) tüm zehirlere karşı “Universal antidote” diye adlandırılan evrenseletkin bir panzehirgeliştirilmeye başlandığı söyleniyor.
وَأُكْتُمِلُ عَلَى يَدِ الطَّبِيبِ الْخاصِّ لِلْإمْبراطُورِ نَيِّرُو .
İmparator Nero’nunözel doktorutarafındantamamlanmıştır.
فُقِدَتِ الصِّيغَةُ الْأَصْلِيَّةُ لِهَذَاالتِّرْيَاقِ حَسْبَ قَوْلِ الْمُؤَرِّخَةِ و عَالِمَةِ الفلوكلورAdrienne Mayor فِي جَامِعَة ستانفورد ،
Standfordüniversitesindeki tarihçi ve halk bilimci Adrienne Mayor’u dediğinegöre / belirttiğinegörebupanzehirinorijinal yapısıkayboldu,
لَكِنَّيُخْبِرُنَا الْمُؤَرِّخُونَ أَنَّه مِنْ بَيْنَ مُكَوِّنَاتِهِ كَانَ هُنَاكَ الْأفيُون و الْأَفاعِي الْمَقْطَعَة و جُرْعَاتٌ صَغِيرَةٌ مِنْ سَمُومِ مُخْتَلِفَةِ وَمُضَاداتِهَا ،
Fakattarihçiler bu oluşumun içinde / arasında afyon, parçalanmış yılanlar ve küçük dozlardan farklı zehirler ve anti-oksidanların bulunduğunuhaber veriyorlar,
يُسَمَّى التِّرْيَاقُ ميثريدتيوم .
Panzehir Mtheridtyum diye adlandırıldı.
تَقُولُ Mayor أَنَّ Serguei Popovأَحَد أَكْبَر الْبَاحِثِينَ فِي مَجَالِ الْأسْلِحَةِ الْبَيُولُوجِيَّةِ فِي الإتِّحادِ السُّوفِييَتِي السَّابِقَ حَاوَلَ تَصْنِيع شَكْلِ حَديث مِنَ التِّرْيَاقِ لَكِنَّه لَمْ يَتَمَكَّنْ .
Mayor, eski Sovyetler Birliğinde biyolojik silahlaralanındaen büyük araştırmacılardan Serguei Popov'un panzehirin modern formunu yapmayagayret ettiğini / çabaladığını ancak onun başaramadığını söyledi / açıkladı.
Adlandırmak, isimlendirmek |
يُسَمِّي |
سَمَّى |
Hükmetmek, boyunduruk altında tutmak, yönetmek |
يَحْكُمُ |
حَكَمَ |
zehir |
سَّمُومِ (ç) |
سَمَّ |
Tamamlanmak, bitmek |
يَكتمِلُ |
إكْتُمل |
Kaybolmak |
يَفْقِدُ |
فَقَدَ |
Haber vermek, bildirmek |
يُخْبِرُ |
أخْبَرَ |
Gayret etmek, çaba göstermek |
يُحَاوِلُ |
حَاوَلَ |