Makaleler
HARF-İ CERLER
İsimlerin başında “harf-i cer” denen harfler olursa o ismin sonunu esre yaparlar. Bu harf-i cerler en çok kullanılış sırasına göre örnekleri ile beraber şöyledir:
مِنْ |
..den, ..dan (Başlamak, kısmiyet ve açıklama için kullanılır) |
|||||||
مِنَ الْبَيْتِ |
evden → |
خَرَجْتُ مِنَ الْبَيْتِ. |
Evden çıktım. |
|||||
مِنْ ناَفِذَةٍ |
bir pencereden → |
نَظَرَ الْوَلَدُ مِنْ ناَفِذَةٍ. |
Çocuk bir pencereden baktı. |
|||||
مِنَ الْبَابِ |
kapıdan → |
مَنْ دَخَلَ مِنَ الْبَابِ ؟ |
Kapıdan kim girdi? |
|||||
Kâide: (مِنْ) harf-i cerinden sonra gelen isim harf-i tarif (الْ)ile başlıyorsa nun’a cezim yerine fetha verilerek öbür kelimeye geçiş yapılır: مِنَ الْبَيْتِ (minel beyti), مِنَ الْبَابِ(minel bâbi) gibi.
فيِ |
..de, ..da, içinde, hakkında (Mekan ya da zaman gibi zarfiyet bildirir) |
|||||||||||||||||||||||||||
فِي الْبَيْتِ |
evde, evin içinde → |
جَلَسْتُ فِي الْبَيْتِ الْيَوْمَ. |
Bugün evde oturdum. |
|||||||||||||||||||||||||
فيِ السَّياَّرَةِ |
arabada → |
اَلْوَلَدُ لَعِبَ فيِ السَّياَّرَةِ. |
Çocuk arabanın içinde oynadı. |
|||||||||||||||||||||||||
فيِ الْمَدْرَسَةِ |
okulda → |
كَتَبْتُ الدَّرْسَ فيِ الْمَدْرَسَةِ. |
Dersi okulda yazdım. |
|||||||||||||||||||||||||
فيِ الصَّباَحِ |
sabahleyin → |
كَتَبْتُ الدَّرْسَ فيِ الصَّباَحِ. |
Dersi sabah yazdım. |
|||||||||||||||||||||||||
إِلَى |
..e, ..a, ..ye, ..ya (Sonun bitişi için kullanılır) |
|||||||||||||||||||||||||||
إِلَى الْمَدْرَسَةِ |
okula → |
حَضَرَ التِّلْميِذُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
Öğrenci okula geldi. |
|||||||||||||||||||||||||
إِلَى الْبَيْتِ |
eve → |
ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ مُبَكِّراً. |
Eve erken gittim. |
|||||||||||||||||||||||||
إِلَى السُّوقِ |
çarşıya → |
ذَهَبَتْ زَيْنَبُ إِلَى السُّوقِ. |
Zeynep çarşıya gitti. |
|||||||||||||||||||||||||
عَلَى |
..e, ..a, ..ye, ..ya, üzerine, üstünde |
|||||||||||||||||||||||||||
عَلَى الْماَءِ |
suyun üzerinde → |
سَبَحَ الْقَلَمُ عَلَى الْماَءِ. |
Kalem suyun üzerinde yüzdü. |
|||||||||||||||||||||||||
عَلَى الْأَرْضِ |
yerin üzerine, yere → |
سَقَطَ الْوَلَدُ عَلَى الْأَرْضِ. |
Çocuk yere düştü. |
|||||||||||||||||||||||||
عَلَى الْكُرْسِيِّ |
sandalye üzerine → |
جَلَسْتُ عَلَى الْكُرْسِيِّ. |
Sandalyeye oturdum. |
|||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||
بِ |
ile, ..le |
|||||||||||||||||||||||||||
بِالْقَلَمِ |
kalem ile, kalemle → |
كَتَبْتُ الدَّرْسَ بِالْقَلَمِ. |
Dersi kalemle yazdım. |
|||||||||||||||||||||||||
بِالسِّكِّينِ |
bıçakla → |
قَشَرْتُ الْفاَكِهَةَ بِالسِّكِّينِ. |
Meyveyi bıçakla soydum. |
|||||||||||||||||||||||||
بِالْحاَفِلَةِ |
otobüsle → |
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ بِالْحاَفِلَةِ. |
Okula otobüsle gittim. |
|||||||||||||||||||||||||
F Genelde cansız eşya ya da insan dışındaki varlıklar için بِ kullanılır. İnsan söz konusu olunca da مَعَ (ile, beraber) zarfı tercih edilir:
ذَهَبْتُ مَعَ خاَلِدٍ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
Halit'le okula gittim. |
|||||||||||||
شَرِبْتَ الشاَّيَ مَعَ صَديِقٍ. |
Bir arkadaşla çay içtin. |
|||||||||||||
عَنْ |
den, dan, hakkında |
|||||||||||||
مُعَلِّمٍ عَنْ |
öğretmenden → |
سَمِعْتُ الْخَبَرَ عَنْ مُعَلِّمٍ. |
Haberi bir öğretmenden işittim. |
|||||||||||
عَنِ الطِّفْلِ |
çocuktan → |
ذَهَبَ الْخَوْفُ عَنِ الطِّفْلِ. |
Çocuktan korku gitti. |
|||||||||||
عَنِ التَّلاَميِذِ |
öğrencilerden, öğrenciler hakkında |
|||||||||||||
سَأَلَ الْمُديِرُ عَنِ التَّلاَميِذِ |
Müdür öğrencileri (öğrenciler hakkında) sordu. |
|||||||||||||
لِ |
için |
|||||||||||||
لِلَّهِ |
Allah için → |
صَلَّيْتُ لِلَّهِ تَعَالَى. |
Allâhu Teala için namaz kıldım. |
|||||||||||
لِخَالِدٍ |
Halit için → |
ذَهَبْتُ إِلَى السوُّقِ لِخَالِدٍ. |
Çarşıya Halit için gittim. |
|||||||||||
لِلدِّراَسَةِ |
eğitim için → |
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلدِّراَسَةِ. |
Okula eğitim için gittim. |
|||||||||||
Not: Bu harf-i cer ألْ ile ma’rife olan bir ismin başına geldiğinde harf-i tarifin elifi hazfedilir (kaldırılır, atılır): اَلْبَيْتُ – \ لِلْبَيْتِ اَلطاَّلِبُ –لِلطاَّلِبِ gibi.
كَ |
gibi |
||||
اَلْأَرْضُ كَالْكُرَةِ. |
Dünya top gibidir. |
||||
أَحْمَدُ كَالْأَسَدِ. |
Ahmet arslan gibidir. |
||||
حَتَّي |
...ceye kadar, ta ki |
||||
حَتَّي الْمَوْتِ |
Ölüme kadar (ölünceye kadar) |
||||
عَبَدْتُ اللهَ حَتَّي الْمَوْتِ. |
Ölüme kadar (ölünceye kadar) Allah'a ibadet ettim. |
||||
رُبَّ |
olur ki, belki, bazı, nice vardır |
||||
رُبَّ طاَلِبٍ ماَ كَتَبَ الدَّرْسَ. |
Ders yazmayan nice öğrenci vardır. |
||||
مُذْ - مُنْذُ |
..den beri, ..dan beri, ..den itibaren |
||||
وَجَبَتِ الصَّلاَةُ مُنْذُ الْبُلوُغِ. |
Buluğdan itibaren namaz vacip oldu. |
||||
F Mef’ûlu bihin harekesi mansûbtur (üstündür). Aslında fiil ve fâilden sonra geriye kalan kelimeler ve harf-i cerler mef’ûldür. Fakat harf-i cer alan mef’ûlü bihin son harfinin harekesi esre olur ve o kelimeye mefulun bih gayr-i sarih denir. Harf-i cer almayan mef’ûle mef’ûlun bih sarih denir. Genellikle cümlede önce mef’ûlün bih sarih (üstün harekesini açık olarak alan mef’ûl), sonra da mef’ûlün bih gayr-i sarih (üstün harekesini açık olarak alamayan mef’ûl) yazılır.
كَتَبَ الْوَلَدُ الدَّرْسَ بِالْقَلَمِ. M.B.Gayr-i Sarih. M.B.Sarih |
Çocuk dersi kalemle yazdı. |
Harf-i Cerle İlgili Genel Cümle Örnekleri
هَلْ ذَهَبْتِ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟ |
Okula gittin mi? |
|
نَعَمْ ، ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
Evet, okula gittim. |
|
هَلْ ذَهَبْتُمْ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
Okula gittiniz mi? |
|
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
Evet, okula gittik. |
|
ذَهَبْتُماَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
İkiniz okula gittiniz. |
|
هَلْ ذَهَبْتُنَّ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟ |
Okula gittiniz mi? |
|
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. |
Evet, okula gittik. |
|
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلْإِمْتِحاَنِ. |
Okula imtihan için gittim. |
|
ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ لِلْإِسْتِراَحَةِ. |
Eve dinlenmek için gittim. |
|
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ لِلصَّلاَةِ. |
Mescide namaz için gittim. |
|
نَظَرَ التِّلْميِذُ إِلَى الصُّورَةِ. |
(Erkek) Öğrenci resme baktı. |
|
نَظَرَتِ التِّلْميِذَةُ إِلَى الصُّورَةِ. |
(Kız) Öğrenci resme baktı. |
|
نَظَرْتُ إِلَى الصُّورَةِ. |
Resme baktım. |
|
سَبَحَ الْوَلَدُ فِي هَذاَ الشاَّطِئِ. |
Çocuk bu kıyıda yüzdü. |
|
عَمِلَ خاَلِدٌ الشاَّىَ فِي الْمَطْبَخِ. |
Halit mutfakta çay yaptı. |
|
قَرَأْتُ الدَّرْسَ فِي الْحَدِيقَةِ. |
Dersi bahçede okudum. |
|
قَرأْناَ الْكِتاَبَ فِي الْمَكْتَبَةِ. |
Kitabı kütüphanede okuduk. |
|
ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ بِالْحاَفِلَةِ. |
Okula otobüsle gittik. |
|
وَصَلَ أَحْمَدُ إِلَى الْمَطاَرِ بِالسَّياَّرَةِ. |
Ahmet hava alanına arabayla gitti (ulaştı, vardı). |
|
نَزَلَ أَحْمَدُ عَنِ الْحِصَانِ. |
Ahmet attan indi. |
|
رَفَعَ الْإِسلاَمُ الظُّلْمَ عَنِ الْمَرْأَةِ. |
İslam kadından zulmü kaldırdı. |
|
سَأَلْتُ عَنِ الْماَلِ. |
Mal hakkında sordum. |
|
سَأَلَ الطَّبِيبُ عَنِ الْمَرِيضِ. |
Doktor hastadan (hasta hakkında) sordu. |
|
اَلْأُمُّ عَمِلَتِ الطَّعاَمَ فِي الْمَطْبَخِ. |
Anne yemeği mutfakta yaptı. |
|
جَلَسَ مُحَمَّدٌ فِي الْبَيْتِ. |
Muhammed evde oturdu. |
|
جَلَسَتْ عاَئِشَةُ فِي الْغُرْفَةِ. |
Aişe odada oturdu. |
|
خَرَجَ التَّلاَمِيذُ مِنَ الصَّفِّ. |
Öğrenciler sınıftan çıktı. |
|
اَلتَّلاَمِيذُ خَرَجُوا مِنَ الصَّفِّ. |
(aynı manada isim cümlesi) |
|
رَفَعَ الْوَلَدُ الْحَقِيبَةَ مِنَ الْأَرْضِ. |
Çocuk çantayı yerden kaldırdı. |
|
نَزَلَ الْمَطَرُ مِنَ السَّماَءِ. |
Gökten yağmur indi (Yağmur yağdı). |
|
اَلْأَوْلاَدُ سَبَحُوا فِي الْمَسْبَحِ. |
Çocuklar havuzda yüzdü. |
|
سَبَحَ الْخَشَبُ عَلَى الْماَءِ. |
Tahta suyun üzerinde yüzdü. |
|
سَقَطَ الثَّمَرُ عَلَى الْأَرْضِ. |
Meyve yere (yerin üzerine) düştü. |
|
غَضِبَ السَّيِّدُ عَلَى الْخاَدِمِ. |
Efendi (bey) hizmetçiye kızdı. |
|
اَلْوَقْتُ كاَلسَّيْفِ. |
Vakit kılıç gibidir. |
|
اَلْعِلْمُ كَالْبَحْرِ. |
İlim deniz gibidir. |
|
قَرَأْتُ كِتاَباً حَتَّى اللَّيْلِ. |
Geceye kadar kitap okudum. |
|
ماَ شَرِبْتُ الشاَّىَ مُنْذُ أَمْسِ. |
Dünden beri çay içmedim. |
|
كَتَبْتُ الدَّرْسَ مِنَ الصَّباَحِ حَتَّى الْمَساَءِ. |
Sabahtan akşama kadar ders yazdım. |
|
ذَهَبَ عُمَرُ إِلَى الْمَلْعَبِ وَ لَعِبَ الْكُرَةَ. |
Ömer oyun sahasına gitti ve top oynadı. |
|
أَكَلْتُ فيِ الْفَطوُرِ الْبَيْضَ وَشَرِبْتُ الشاَّيَ. |
Kahvaltıda yumurta yedim ve çay içtim. |