Makaleler
CEMİ MÜKESSER (Kırık Çoğul)
Müfredin (tekil halin) şekli bozularak yapılan çoğullardır. Belli bir kâidesi yoktur. Araplardan işittiğimiz gibi kullanılır veya sözlüklere bakarak tesbit edilir. Dolayısıyla murabdırlar. Yani merfû, mansûb, mecrûr durumlarında kelimenin sonunda zâhir (açıkça görünen) hareke alırlar.
Müfred |
Cem |
||
كِتَابٌ |
kitap |
كُتُبٌ |
kitaplar |
رَجُلٌ |
adam |
رِجَالٌ |
Adamlar |
عِلْمٌ |
ilim |
عُلُومٌ |
ilimler |
وَرَقٌ |
kağıt |
أوْرَاقٌ |
kağıtlar |
اَلْمَرْأَةُ |
kadın |
اَلنِّسَاءُ |
kadınlar |
اَلتِّلْمِيذُ |
öğrenci |
اَلتَّلاَمِيذُ |
öğrenciler |
اَلطاَّلِبُ |
öğrenci |
اَلطُّلاَّبُ |
öğrenciler (üniversite) |
اَلْبِنْتُ |
kız |
اَلْبَنَاتُ |
kızlar |
قَلَمٌ |
kalem |
اَلْأَقْلاَمُ |
kalemler |
اَلْجَبَلُ |
dağ |
اَلْجِبَالُ |
dağlar |
مَدْرَسَةٌ |
okul |
اَلْمَدَارِسُ |
okullar |
Görüldüğü gibi hangi ismin sâlim hangi ismin mükesser olduğunu kendimiz tesbit edemeyiz.
Cümle örnekleri:
فَهِمَ التَّلاَمِيذُ الدُّرُوسَ. |
Öğrenciler dersleri anladı. |
عَلَّمَ الرَّجُلُ أَبْناَءَهُ. |
Adam oğullarına öğretti. |
ذَهَبَ الْأَنْبِياَءُ. |
Peygamberler gitti. |
اِنْتَظَرْتُ الرِّجاَلَ فِي الْمَطاَرِ. |
Adamları hava alanında bekledim. |
خَلَقَ اللَّهُ السَّماَواَتِ وَ الْأَرْضَ. |
Allah yerleri ve gökleri yarattı. |
اَلْآباَءُ كَتَبُوا رَساَئِلَهُمْ. |
Babalar mektuplarını yazdılar. |
اَلْمُدَرِّبوُنَ أَحْضَرُوا المَلاَبِسَ. |
Antrenörler elbiseleri getirdiler. |
مَنْ اَصْدِقاَءُكَ فِي الْمَدْرَسَةِ ؟ |
Okuldaki arkadaşların kimlerdir? |
مَنْ اَصْدِقاَءُكَ فِي الْحَىِّ ؟ |
Mahalledeki arkadaşların kimlerdir? |
ساَفَرَ الْوَلَداَنِ أَمْسِ. |
İki çocuk dün yolculuk yaptı. |
كَيْفَ وَصَلَ الحُجاَّجُ إِلَى السُّعوُدِيَّةِ ؟ |
|
Hacılar Suudi (Arabistan)a nasıl vardılar? |
|
وَصَلَ الحُجاَّجُ إِلَى السُّعوُدِيَّةِ باِلْحاَفِلاَتِ وَ السَّياَّراَتِ وَ السُّفُنِ. |
|
Hacılar Suudi (Arabistan)a otobüslerle arabalarla ve gemilerle vardılar. |
|
ماَذاَ أَخَذَ الحُجاَّجُ مَعَهُمْ فِي سَفَرِهِمْ؟ |
|
Hacılar yolculuklarında beraberlerine ne aldılar? |
|
هَذَا الْماَلُ صَدَقَةٌ مِنِّي لِلْفُقَراَءِ وَ الْمَساَكِينِ[3]. |
|
Bu mal fakirler ve yoksullar için benden sadakadır. |
|
اَلْمُدَرِّسُ سَأَلَ التَّلاَميِذَ عَنْ مُسْتَقْبَلِهِمْ. |
|
Öğretmen öğrencilere gelecekleri hakkında sordu. |