البَحْثُ عَن مَفْقُودِينَ في الصَّحْراءِ السُّعُودِيَّة
Suudi çöllerinde kaybolanların aranması
فِي السَّنَوَاتِ الْأَخِيرَةِ، تَشَكَّلَتْ فِرَقٌ تَطَوُّعِيَّةٌ سُعودِيَّةٌ لِإنْقَاذِ مَنْ يَتَعَرَّضُونَ لِلْخَطَرِ فِي الصَّحَارِي وَالْجِبَالِ وَالْأَوْدِيَةِ وَالْبِحارِ
Son yıllarda vadiler, denizler, dağlar ve çöllerde tehlikeyle karşı karşıya kalanları kurtarmak için Suudi gönüllü takımı kuruldu.
يَقْتَطِعُ الْعَدِيدُونَ بِالسُّعُودِيَّةِ جُزْءًا مُهِمًّا مِنْ أَوْقَاتِهِمْ لِلْبَحْثِ عَنْ مَفْقُودِينَ فِي الصَّحَارِي أَوْ عَالِقِينَ فِي الْأَوْدِيَةِ أَوْ تَائِهِينَ فِي الْبَحْرِ
Suudi Arabistan'da denizde kaybolan, vadilerde sıkışıp kalan ya da çöllerde kaybolanları araştırmak için zamanlarının önemli bir bölümünü harcayan sayısı artış gösterdi.
وَهُوَ مَا يَعْكِسُ مَرْحَلَةً نَوْعِيَّةً فِي الْفِكْرِ التَّطَوُّعِيِّ دَاخِلَ الْمُجْتَمَعِ
Bu da toplum içerisinde gönüllülük fikrindeki çeşitlilik aşamasının bir yansımasıdır.
وَتَتَعَدَّدُ الْقِصَصُ، وَبَعْضُهَا مَأْسَاوِيٌّ إِلَى حَدٍّ بَعِيدٍ
Hikayeler / anlatılar çoğalıyor, bazıları olabildiğince /oldukça trajik .
فَفِي أَوَاخِرِ الصَّيْفِ الْمَاضِي تَاهَ رَجُلٌ سَبْعِينِيٌّ يُعَانِي قَلِيلًا مِنَ الزَّهَايْمَرِ فِي الصَّحْرَاءِ
Geçen yazın sonlarında Alzheimerdan biraz muzdarip olan 70 yaşında bir adam çölde yolunu kaybetti
وَقَدْ أَبْلَغَ ذَوُوهُ كُلَّ مَنْ عَوَّلُوا عَلَيْهِمْ لِمُسَاعَدَتِهِمْ فِي الْعُثُورِ عَلَى كَبِيرِهِمْ
Ve yakınları büyüklerini (yaşlı adam) bulmak için güvenebilecekleri herkese yardım etmeleri için haber vermişlerdi.
وَمَرَّتْ ثَلَاثَةُ أَيَّامٍ كَانَتْ الدَّقَائِقُ فِيهَا كَالسَّاعَات
Üç gün geçti, dakikalar saat gibiydi / dakikalar geçmek bilmiyordu
فَكُلٌّ يَبْحَثُ فِي اتِّجَاهٍ، وَدَبَّ الْيَأْسُ فِي نُفُوسِ كَثِيرِينَ
Herkes bir yönde arama yapıyordu, karamsarlık pek çok kişide / kişinin içinde belirmeye başlamıştı
لَكِنَّ فِرْقَةً مُتَطَوِّعَةً عَثَرَتْ عَلَى الرَّجُلِ حَيًّا فَانْقَلَبَتِ الْأَحْزَانُ أَفْرَاحًا
Fakat bir gönüllü takımı, adamı canlı buldu böylece hüzünler sevince dönüştü
وَقَدْ شَجَّعَ انْتِشَارُ أَجْهِزَةِ الْهَوَاتِفِ الذَّكِيَّةِ الْمُزَوَّدَةِ بِالْخَرَائِطِ الجُغْرَافِيَّةِ وَالْمَرْكَبَاتِ الْمُتَطَوِّرَةِ ذَوَاتِ الدَّفْعِ الرُّبَاعِيِّ، مُحِبِّي الرِّحْلَاتِ الْبَرِّيَّةِ عَلَى التَّوَغُّلِ فِي مَنَاطِقَ جَرْدَاءَ تَكَادُ تَكُونُ بِلَا حَيَاةٍ
Coğrafi haritalarla donatılmış akıllı telefonların / cihazların yayılması, gelişmiş 4 çeker araçlar neredeyse yaşamın olmadığı çorak bölgelere akın etmeleri için kara yolculuklarını sevenleri cesaretlendirdi.
Kelimeler : Arapça - İngilizce - Türkçe
بَحَثَ search - aramak
مَفْقُود lost - kaybolan
عَالِق stuck - kalan (bir yerden çıkamayan)
تَائِه lost (for sea) - kaybolma (deniz için)
تَطَوُّع volunteering - gönüllülük
قِصَّة story - hikaye, anlatı
يُعَانِي suffer - acı çekmek, muzdarip olmak
أَبْلَغَ report, inform - bilgilendirmek, haber vermek
عَوَّلَ عَلَى rely on - güvenmek, dayanmak
عَثَرَ find - bulmak